Hukuki Uyuşmazlıklarda Zorunlu Ve İhtiyari Arabuluculuk


Arabuluculuk, bir özel hukuk uyuşmazlığında tarafların özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve uzman bir üçüncü kişinin hakemliğinde yürütülen bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabulucu olarak nitelendirilen bu üçüncü kişi bazı sistematik teknikler uygulayarak müzakerede bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirir ve tarafların birbirlerini anlayarak çözümü kendilerinin üretmesi için iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştirir. Taraflar çözüm önerisi getiremediği takdirde arabulucu çözüm önerileri sunabilmektedir.

Arabuluculuk, ihtiyari ve zorunlu olarak ikiye ayrılır.

Zorunlu Arabuluculuk: Bazı uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açılmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu bulunmaktadır. Zorunlu arabuluculuk, bu uyuşmazlıklar bakımından bir dava şartıdır. Dolayısıyla arabulucuya başvurmadan açılacak dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilecektir. Ticari davalar ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti gibi iş davalarına konu teşkil eden bazı talepler zorunlu arabuluculuk kapsamı içerisinde yer almaktadır.

İhtiyari Arabuluculuk: Tarafların arabulucuya gitme zorunluluğu olmamakla birlikte, kendi özgür iradeleriyle uyuşmazlığın çözümü amacıyla dava açmadan önce arabulucuya başvurması durumudur. Tarafların üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığı bakımından ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilmeleri mümkündür.

Suç teşkil eden fiillerle bağlantılı uyuşmazlıkların çözümü içim arabuluculuk yoluna başvurulamaz. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Ceza Muhakemesi Kanunu’nun uzlaştırma hükümleri çerçevesinde uzlaştırma büroları tarafınca çözülecektir.

Kimler Arabulucu Olabilir?

Arabuluculuk Kanunu’nun 20. Maddesinde arabulucu; “Hukuk fakültesi mezunu, mesleğinde en az 5 yıllık deneyime sahip olan, arabuluculuk, iletişim ve görüşme teknikleri konularında uzmanlık eğitimi almış kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Arabulucular, hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra iletişim tekniklerini, müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemlerini, davranış psikolojisini, arabuluculuk faaliyetinin temel bilgilerini içeren bir mesleki eğitime tabi tutulurlar. Arabuluculuk sınavında başarılı olunmasıyla bu faaliyette bulunabilmek için arabuluculuk listesine kayıt yaptırmak zorundadırlar. Bu liste Adalet Bakanlığı tarafından tutulur.

Arabuluculuk Görüşmelerine Kimler Katılabilir?

Arabuluculuk toplantılarına katılabilecek olanlar, taraflar, vekaletteki yetki veya özel yetki ile tarafların avukatları, tarafların kanuni temsilciler ve taraflarca açık rıza verilmesi halinde uyuşmazlığın çözümünde katkısı bulunabilecek uzman kişilerdir.

Ticari Davalarda Arabuluculuk

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesi uyarınca, TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat istemleri hakkında dava açılmasından önce arabulucu yoluna başvurulmuş olması dava şartı olarak aranmaktadır. Arabulucu bu başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandıracaktır. Bu süre zorunlu hallerde iki haftaya kadar uzatılabilmektedir.

İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca işçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, maaş gibi işçilik alacakları ile ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi tazminatlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar için zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmak gerekmektedir. Arabulucuya başvurmadan iş mahkemesine dava açılması durumunda bu dava “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilir.

Başvurulacak olan arabulucu her iki tarafça kabul edilmelidir. Tarafların bir arabulucu üzerinde anlaşamamaları halinde her adliyede bulunan “arabuluculuk merkezi”, listeye kayıtlı olan arabulucular arasından birini seçerek uyuşmazlığın çözümünde görevlendirir.

İş davalarında arabulucu dosyanın kendisine atanmasından itibaren üç hafta içerisinde uyuşmazlığı çözüme kavuşturur. Bu süreç zorunlu hallerde bir hafta daha uzatılabilmektedir.

Arabuluculuk Sürecinin Hak Düşürücü Süre Ve Zamanaşımı Sürelerine Etkisi

Arabuluculuk süreci, tarafların dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurması halinde arabulucu tarafından ilk görüşmeye davet edilmeleri ve sürecin devam etmesi hususunda anlaşmaları ve bu durumu bir tutanakla belgelendirdikleri tarihten itibaren başlar.

Tarafların dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurması halinde ise bu süreç, mahkemenin arabuluculuk davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşarak bunu mahkemeye bildirmeleri ya da duruşmada bu beyanların tutanağa geçirildiği tarih itibariyle başlayacaktır.

Arabuluculuk sürecinin başlamasından sonra ermesine kadar geçen süre zamanaşımı süresi ve hak düşürücü sürenin hesaplanmasında göz önünde bulundurulmayacaktır. Son tutanak ile birlikte davacı davasının tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde mahkemeye başvuru yapmalıdır. İşe iade davaları bakımından son tutanağı alan davacının iki hafta içerisinde davayı açması gerekmektedir.

Arabuluculuk Toplantısına Katılmayan Tarafın Sorumluluğu

Arabuluculuk Kanunu uyarınca arabuluculuk faaliyetini, taraflardan birinin mazeret bildirmeksizin ilk toplantıya katılmaması nedeniyle son bulması halinde toplantıya katılmayan taraf son tutanakta bildirilir ve bu taraf uyuşmazlıkta kısmen veya tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamında sorumlu tutulacak, ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyecektir. Her iki tarafında görüşmeye katılmaması halinde açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Ancak bu durumda haklı çıkan taraf lehine avukatlık vekalet ücretine hükmedilebilecektir.

Arabuluculuk Ücreti

Arabulucu, yaptığı hizmet karşılığında bir hizmet alacaktır. Bu ücret, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde faaliyetin sonra erdiği tarihte yürürlükte olan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesi uygulanarak belirlenir.
Arabulucu ücreti ve diğer her türlü masraf taraflar aksini kararlaştırmadıkça eşit olarak karşılanır.

Arabulucuya başvuru süresi nedir?

Taraflar, uyuşmazlığın her aşamasında arabuluculuk yoluna başvurma şansına sahiptir. Dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra bu yola başvurulabilecektir.

Davanın açılmış olduğu durumda mahkeme de tarafları arabulucuya başvurma konusunda teşvik edebilir. Uyuşmazlığın taraflarından biri diğer tarafa bu hususta bir teklif sunabilir. Arabulucuya başvurma hususunda karşı tarafa iletilen teklifin otuz gün içerisinde olumlu cevaplanmaması teklifin reddedilmesi anlamına gelecektir.

Davanın açılmasından sonra tarafların birlikte arabuluculuk yoluna başvuracaklarına bildirmeleri halinde yargılama, mahkeme tarafından üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre tarafların mahkemeye tekrar birlikte başvurmaları halinde üç aya kadar uzatılabilecektir.

Hangi Uyuşmazlıklar İçin Arabuluculuk Yoluna Başvurulamaz?

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri hukuki sorunlara ilişkin uyuşmazlıkların çözümü amacıyla arabulucuya başvurulamaz. Bu uyuşmazlıklar genellikle kamu hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardır. Bunun yanı sıra aile hukuku gibi özel hukuk alanlarına ilişkin bazı uyuşmazlıklar da arabulucu yoluyla çözülememektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca uzlaştırma/uzlaşma kapsamı içerisinde sayılan bir suç ile ilgili uyuşmazlıklar da Arabuluculuk Kanunu kapsamı dışındadır.

Ceza davaları, nüfus kaydının düzeltilmesi davaları, çocuğun velayeti, aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar, idari yargının yetkisindeki tam yargı davaları ve iptal davaları, vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar ve iş hukukundan kaynaklanan hizmet veya iş kazasının tespiti gibi tespit davaları da arabuluculuk yoluyla çözüme gidilemeyecek diğer uyuşmazlıklardır.

Arabuluculuğa Hakim Temel İlkeler

İradi Olma ve Eşitlik İlkesi: Tarafların arabulucuya başvurmak, bu süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ve süreci sonlandırmak konusunda serbest olmalarını ifade eder. Bu serbestliğin istisnası İş Kanunu 18/a hükmü ile getirilen dava şartı olarak arabuluculuk ile bazı ticari davalara getirilen zorunlu arabuluculuktur.

Gizlilik İlkesi: Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti süresinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmak zorundadır. Taraflar ve görüşmeye katılan diğer kişiler de buna uymak zorundadırlar. Arabuluculuk Kanunu’nun 33. Maddesinden gizlilik ilkesine aykırı hareket edilmesi sonucu bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine neden olan kişinin, şikayete bağlı olarak, altı ay hapis ile cezalandırılması öngörülmüştür.

Beyan ve Belgelerin Kullanılmaması İlkesi: Taraflar, arabulucu veya görüşmelere katılanlar da dahil üçüncü bir kişi uyuşmazlıkla ilgili hukuk davası açıldığı takdirde veya tahkim kurumuna başvurulması durumunda kanunda sayılan beyan ve belgeleri delil olarak ileri süremeyecek ve bunlar hakkında tanıklık yapamayacaktır. Kanunda bu belge ve beyanlar şöyle sıralanmıştır;

  • Arabuluculuk daveti ve katılma talebi
  • Tarafların görüşmelerde sunduğu görüş ve teklifler
  • Tarafların önerileri, herhangi bir vaka ve iddianın kabulü
  • Arabuluculukta hazırlanan belgeler

Arabuluculuk yazımızda başvuru formlarına ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir